Welcome to Our Website

AYM Çalışanlar İçin ‘İfade Özgürlüğü’ Kararı

Anayasa Mahkemesi (AYM), çalıştığı işyerinde bildiri dağıtan ve gerçekleştirdikleri eylemdeki olaylar nedeniyle işten çıkarılan işçilerin başvurusunda ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine hükmetti.

Resmi Gazete’de yer alan karara göre, bir fabrikada işçi olarak çalışan 2 kişi, iş yerindeki bazı erkek işçilerin kadın işçilere yönelik tacize varan tutumları ile çalışma şartlarının olumsuzluklarını içeren bildiriyi kadın işçilerin dolaplarına bıraktı.

İş sağlığı ve güvenliği kapsamında iş yerinde yapılan bir etkinlikte söz konusu 2 işçi, dağıttıkları bildiri içeriğini tekrarlar nitelikte eylem yaptı.

Eyleme son vermeleri uyarısı üzerine çıkan tartışmada işçilerden biri, üretim müdürünün sırtına yumruk attı. Olayın tutanak altına alınmasından sonra 2 işçinin iş sözleşmeleri feshedildi.

Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine, başvuruculara 18’er bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti.

Kararın Gerekçesi

AYM’nin kararında, işverenin iş yeri disiplinini, düzenini ve barışını telafi edilemeyecek biçimde, diğer işçilere sataşmak suretiyle ihlal eden işçinin sözleşmesini feshin son çare olması prensibi doğrultusunda haklı sebeple feshedebileceği ifade edildi.

Mahkemelerin kadın işçiler yönünden değerlendirme yaparken karşılaşabilecekleri zorlukları gözden kaçırmaması gerektiği belirtilen kararda, dağıtılan bildirinin, sendikalaşma oranının oldukça düşük olduğu bir iş yerinde yapıldığı belirtildi.

Bildirinin “sendikal örgütlenmeyi teşvik etmek gayesiyle yalnızca kadın işçilerin dolaplarına bırakıldığı” tespitine yer verilen kararda, işçilerin amacının iş yeri disiplinini bozmak olmadığı kaydedildi.

Sözleşmelerin feshinin, açıklanan olaylar kapsamında haksız olduğu belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

“Bildiride kullanılan ifadelerden bir kısmının ağır olduğu görülmekle birlikte herhangi bir somutlaştırma yapılmadığından hakaret etmek ve iş yeri disiplinini bozmak amacının olmadığı hususları da göz önüne alındığında sözleşmelerin haklı sebeple feshedilmesini hukuka uygun bulan istinaf mahkemesinin çatışan çıkarlar arasında adil bir denge kurabildiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir